Genel Cerrahi

Hepatoselüler Karsinom (HCC)

Hepatoselüler Karsinom (karaciğer hücrelerinden kaynaklanan kanser) en yaygın malign tümörlerden biridir. Karaciğer kanserinin en sık görülen tipi hepatoselüler kanserdir (HCC) ve dünyadaki karaciğer kanserleri vakalarının yaklaşık %75-85’ini bu kanser tipi oluşturur. HCC, tüm kanser türleri arasında dünyada 5. en sık görülen kanser türüdür ve kansere bağlı ölümlerin içerisinde 3. sırada yer alır. Görülme sıklığı, Doğu Asya ve Afrika gibi özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha yüksektir; büyük oranda Hepatit B ve C enfeksiyonlarının sık rastlandığı ülkelerde görülmektedir. Bu tümör daha sık karaciğer sirozuna bağlı olarak izlense de, tüm HCC’ li hastaların %30`unda sağlıklı bir karaciğerde de gelişebilir.

Risk Faktörleri
Kronik viral hepatit: Kronik hepatit B ve C enfeksiyonları HCC için önde gelen risk faktörlerini oluşturmaktadır. Bu enfeksiyonlar karaciğer hasarına neden olur ve siroza kadar ilerleyebilir. Bu durum HCC gelişme riskini artırır. 
Siroz: Sıklıkla kronik alkol tüketimi, alkol dışı yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD) ve viral hepatitler nedeniyle görülen siroz, HCC görülme riskini önemli derecede artırır. 
Hepatotoksik ajanlara maruziyet: Aflatoksin ve vinil klorid gibi kimyasal maddelere maruziyet HCC için önemli risk faktörleri arasındadır.  
Metabolik hastalıklar: Alkol dışı yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD), obezite ve diyabet bu kategoriye giren risk faktörleri arasında sayılabilir. 
Genetik faktörler: Primer Bilier Siroz (PBC), Primer Sklerozan Kolanjit (PSC), Herediter hemokromatozis, Morbus Wilson ve Alfa-1 antitripsin eksikliği önemli predispozan faktörler arasındadır.
Fibrolamellar HCC

Fibrolamellar HCC, karaciğer kanseri olan hepatocellüler kanserin bir alt türüdür. Karaciğer kanseri, karaciğer hücrelerinin anormal büyümesi ve gelişmesi sonucu oluşan bir kanser türüdür. Fibrolamellar HCC ise, karaciğer kanserinin daha nadir görülen bir alt türüdür ve genellikle daha genç insanlarda görülür. Bu tür kanser, karaciğer dokusunda fibrozis ve lamellerin (ince tabakaların) bulunması ile karakterizedir. Fibrolamellar HCC’de hastalık gidişatı, diğer karaciğer kanseri türlerine göre daha iyi olabilir. Tedavisinde cerrahi tedavi, radyoterapi, kemoterapi veya immünoterapi gibi farklı yöntemler kullanılabilir.


Hepatoselüler Kanseri Belirtileri
Bu tümör genellikle başlangıç ​​aşamasında herhangi bir belirtiye neden olmaz, bu nedenle çok sayıda hastada önleyici muayeneler sırasında saptanır veya tesadüfi bulguları temsil eder. Bu nedenle özellikle siroz gibi yüksek riskli hastalarda takip erken tanı için çok önemli bir yer almaktadır. Karaciğer kanserleri genellikle kaşıntı, göz ve ciltte sararma, karında şişkinlik, karın sağ üst kısmında ağrı, kilo kaybı, iştahsızlık, ateş, özellikle geceleri terleme, idrar renginde koyulaşma ve soluk renkli dışkı gibi sarılık belirtileriyle kendini gösterir.


Karaciğer Kanseri Teşhisi
Karaciğer kanseri tanısında çeşitli yöntemler kullanılır. Kan testlerinde, karaciğer enzimleri ile birlikte HCC için tümör markeri olan Alfa-Feto Proteine (AFP) bakılır. Ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR) gibi görüntüleme yöntemleri, kanserin nerede olduğunun tespit edilmesinde katkı sağlayabilir. Karaciğer kanserinin tespit edilmesinde biyopsinin yeri, çok nadiren görülen istisnai durumlar dışında, yoktur.
Tedavi planlaması öncesinde kanserin evrelemesini gerekmektedir. Evreleme kanserin boyutu, lokalizasyonu ve yayılımının tespit edilmesi anlamına gelmektedir. Kemik taramaları ve farklı radyolojik görüntüleme yöntemleri, evrelemede önemli tetkiklerdir.

HCC için yapılan küratif (iyileştirici) tedaviler arasında rezeksiyon (tümörün cerrahi olarak çıkarılması), ablasyon (yakma, dondurma terapileri) ve karaciğer nakli yer almaktadır. Tedavinin yöntemine karar verilirken, tümör evresi, karaciğer fonksiyonları ve hastanın performansı mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır . Barcelona karaciğer hastalığı skorlaması (BCLC) günümüzde, tedavi yöntemini belirleyen ve en sık kullanılan kılavuzdur. 
Karaciğer transplantasyonu hem altta yatan kronik karaciğer hastalığının, yani sirozun, tedavisinde hem de HCC tedavisinde kür sağlayıcı bir tedavidir. Siroz olmayan hastalarda veya siroz başlangıcı (fibroz) olan hastalarda karaciğerin rezeksiyonu mümkündür ve tercih edilen küratif tedavi yöntemidir.
Karaciğer rezeksiyonu, uzun vadeli tedavi başarısı nedeniyle ve hastaların kür olabilmesinin sadece tümörün tamamen çıkarılmasıyla sağlanabilineceğinden, sağlıklı karaciğerlerde gelişen HCClerin tedavisi için, en uygun yöntemdir. Karaciğeri sağlıklı hastalarda kalan karaciğerde, HCCnin tekrar gelişme riski oldukça azdır. Yeni cerrahi yöntemlerin gelişmesi nedeniyle, genellikle büyük ve/veya çoklu tümörleri olan hastalarda da rezeksiyon ile tüm tümör odaklarının çıkarılması mümkündür.

Ablasyon seçeneği ameliyatla ortadan kaldırılamayacak erken evre tümörler için bir seçenektir. Bu yöntemde en uygun ve deneyimin en çok olduğu seçenek olarak radyofrekans ablasyon (RFA) yer almaktadır. Bu yöntemle tedavi alan, 2 cm’den küçük lezyona sahip hastaların 5-yıllık hayatta kalım oranları %47-68 olarak görülmüştür. Mikrodalga ise daha yeni bir yaklaşımdır ve daha çok uygun olmayan bölgelerde yer alan ya da çapı 3 cm’den büyük tümörler için daha uygun olabilir.
Transarteriel kemoembolisazyon (TACE) ve Transarteriel radyoembolizasyon (TARE), genelde ileri evredeki hastalarda sık kullanılan yöntemler olup, karaciğer nakli öncesinde de yer almaktadırlar. Ekstrahepatik yayılım varlığında, cerrahi rezeksiyona uygun olmayan hastalarda sistemik kemoterapiler kullanılmaktadır. 

Tags: